Kendinizi tanıtır mısınız?

Ben Fahriye Hoşver. Diyabetin henüz genel anlamda tanınmadığı, günümüzdeki diyabetle yaşam koşullarını hayal dahi edemeyeceğimiz bir dönemde diyabetli oldum. Toplumda tanınmayan, insanların hakkında bilgi sahibi olmadığı diyabet, beni hayattan koparmadı; Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Seramik Lisansı, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde Yüksek Lisans ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Pedagojik Formasyon eğitimi aldım.

Ne zamandır diyabetiniz var, ve diyabetiniz ne tip?

63 yıldır Tip-1 Diyabetliyim.

Nasıl ortaya çıktı, ne gibi şikayetleriniz oldu?

Diyabetle tanıştığımda henüz çok küçük olduğum için anne ve babamın anlatmalarından kilo kaybı, halsizlik, uyku hali, çok su içip idrara çıkmak gibi belirtiler olduğunu biliyorum.

İlk duyduğunuzda sizin ve ailenizin tepkisi ne oldu, kendinizi baskı altında hissetiniz mi?

Ailemin çok üzüldüğünü hayal meyal hatırlıyorum. Birlikte verdiğimiz mücadeleyi daha büyük yaşlarımda keşfettim. Zor bir yolculuktu.

İlk önce benimle ilgili ne yapmaları ve nasıl davranmaları gerektiğini o günün şartlarında öğrenip ona göre bir yol çizmişlerdi. Ailem bana baskı uygulamadı. Bana ömür boyu diyabetle yaşamam gerektiğini, sağlığıma hep dikkat etmem gerektiğini uygun bir dille anlattılar.

Diyabetli olmak sosyal açıdan bir zorluk oldu mu? Sakladığınız zamanlar oldu mu, evetse neden, hayırsa neden?

Geçmişte henüz teknolojik ve medikal olanakların toplumun diyabetle ilgili algısının gelişmemiş olduğu günlerde ailemle birlikte yaşam mücadelesi veren bir çocuktum. Bu durum beni hayata karşı mücadeleci bir insan yaptı.

Diyabetli olduğumu gizlemedim iş, eğitim, sosyal yaşantımda daha rahat ettim. Arkadaşlarımın, hocalarımın çevremde bulunanların desteğini gördüm. Diyabet ailesinin bir ferdi olarak, birlik ve bütünlük içinde yaşama şansına eriştim.

Diyabeti iyi kontrol ettiğinizi düşünüyor musunuz?

Evet düşünüyorum. Diyabetle iyi yaşamak gerektiğini biliyorum. Diyabet benim bir parçam, onu ilk eşim olarak kabul ettim.

Çok uzun yıllardır diyabetlisiniz, size göre beslenme de nasıl değişiklik oldu, şu anda diyette yaşam kalitenizi etkileyecek bir kısıtlama olduğunu düşünüyor musunuz?

Uzun yıllar önce beslenme belirli kalıplardaydı. Şimdi ise o kadar güzel ki; karbonhidrat sayımı ile eskiye göre çok daha rahat. Her şeyi yiyebiliyoruz ama yediğimiz miktar ve değişimler çok önemli. Bu şekilde yaşam kalitemiz çok daha iyi oldu. Beslenme uzmanımızdan konuyu iyi anlamak, çalışmak ve okumak gerekir.

Tedavi ve takipte bu süreçteki gelişmeler sizin yaşam kalitenizi nasıl etkiledi?

Olumlu yönde etkiledi; ancak bu süreçte beslenme, spor, sağlıklı alışkanlıklar ve hayat tarzı ile öncelikle bireyin ve ailesinin sonrasında ise doktor, hemşire ve diyetisyenlerin karşılıklı destek ve etkileşimi ile sağlıklı bir deneyime dönüşebilmekte.

Bir diyabetli olarak, şu andaki yaşam kalitenizi 0 (kötü), 10 (mükemmel) arasında kaçla değerlendirirsiniz?

10/Mükemmel.

Diyabetli olmanın zorlukları neler?

Diyabetle yaşam kolay bir yaşam değil ama bizler bu süreci yaşam tarzımıza göre kolaylaştırabiliriz.

Diyabetli olmak hayatınızı pozitif etkiledi mi, evetse biraz açar mısınız?

Diyabet beni karakter olarak daha disiplinli, duyarlı, mücadeleci ama aynı zamanda olaylara pozitif bakan biri haline getirdi. Yapı olarak hassas olmamı, daha fazla empati kurabilmemi de derinden etkiledi.

Diyabeti olamayanların, diyabet hakkında bilmesi gerekir diye düşünüyorsunuz?

Toplumun diyabetle ilgili algısının Türkiye Diyabet Vakfı ve Diyabetle Yaşam Derneği ve diğer diyabet örgütlerinin çalışmaları ile eskiye oranla pozitife dönüştüğü kanaatindeyim. Ciddi bir bilinçlenme yaşandı diyabet konusunda. Yine de yolu bu örgütlerle henüz kesişmemiş olan insanların diyabet ve diyabetle yaşam konusuyla ilgili okumalar yapması gerektiğini düşünüyorum.

Son olarak Diyabetle Yaşam Derneği’ne kurulma aşamasından bugüne çok emek verdiniz? Sizi ne motive etti, ve motivasyonunuzu ne sürdürdü?

1993 yılında, Türkiye Diyabet Vakfı’nda değerli hocalarımızla tanıştım. Birçok diyabetliyi poliklinikte gördüm. Diyabetle Yaşam Derneği’ni hocalarımızın desteğiyle bir araya toplanıp, birçok diyabetli ve anneleri ile birlikte 1997 yılında kurduk. Amacımız diyabetli insanları bir çatı altında toplamak, hayat standartlarını yükseltmek, daha sağlıklı bir yaşam sunmak, birlikte birçok sorunun üstesinden gelmek, yalnız olmadıklarını hissettirmekti. Bu derneği kurarken, sosyal sorumluluk çalışmalarını yaparken, yaz kamplarımızda, sempozyumlarımızda beni motive eden şey; birlikten güç doğması, yeni gelişmelerden haberdar olmak, mutlu olmamız, aynı dili konuşmamız. Son olarak çok değerli şeker ailemize bir mesajım olacak: diyabetinizi sevin, kendinizi sevin, bolca okuyup doğru uygulamalar yaparak sağlıklı bir hayat yaşayın. Bizler kocaman bir aileyiz. Aramıza tatlı hayata hoş geldiniz.

Sevgiyle kalın.