info@diyabetleyasamdernegi.com

0 544 749 07 07

Search
Close this search box.

Konuğumuz Mehmet Kamil Atkın

MEHMET KAMİL ATKIN

Diyabetiniz kaç yaşında ortaya çıktı, kaç yıl oldu? Ortaya çıktığı zaman şikâyetiniz neydi, hatırlıyor musunuz?

3,5 yaşında diyabetim ortaya çıktı, 48 yıllık Tip1 Diyabetliyim.

Ben çok küçük yaşta diyabetli olduğum için nasıl ortaya çıktığını ben hatırlamasam bile ailemin dediğine göre çok su içmemden ve sık sık idrara çıkmamdan dolayı ailem beni doktora götürmüş.

Ailenizin reaksiyonu nasıldı?

Tabi o dönemde Diyabet bilinmediği için ailem adına çok üzücü bir süreç olmuş.

O zaman arkadaşlarınızla paylaştınız mı, onlar nasıl reaksiyon gösterdi, çevrenizde diyabeti olan başka arkadaşlarınız ya da aile büyükleri var mıydı?

Ben küçük yaşlarda diyabetli olduğum için benim arkadaşlarımla paylaşmamdan çok, ilkokul yıllarından itibaren ailemin okul içinde oldu, süreçte beni kontrol altında tuttular, bu nedenle hastalığımla ilgili çevreme ilk paylaşımı onlar vermiş oldu.

Çevrede benim gibi tip1 diyabetli yoktu, halk içinde bilinen ismi ile şeker hastalarının yaşı benden büyüktü.

60’lı yaşlarında dedemde tip2 diyabet ortaya çıkmıştı.

Diyabetli olmanız farkına vardığınızda ve sonrasında yaşamınızı nasıl etkiledi? Diyabetli olmak sosyal açıdan bir zorluk oldu mu? Sakladığınız zamanlar oldu mu, evetse neden, hayırsa neden?

Ben çok küçük yaşta diyabetli olduğum için hastalanınca yaşam tarzımda bir değişiklik olmadı.

Diyabetteki gelişmeler olmadan önce sosyal hayatım hakikaten çok zorluklar içinde geçti. Özellikle taşınabilen insülin kalemleri sosyal hayattaki zorlukları aşmakta çok ama çok faydalı oldu. İnsülin kalemlerinden önce hep belli saatte eve dönmek gerekiyordu.

Sakladığım dönemler oldu. İnsanlar sizin diyabetli olduğunu öğrendiğinde yaklaşım farkı ile karşılaşabiliyorsunuz. Daha korumacı bir tutuma giriyorlar.

Bir de toplumda diyabet hakkında yeterli bilgiye sahip olunmaması en büyük sorunu oluşturmaktaydı.

Ben aynı zamanda hem Diyabetle Yaşam Derneğinde yönetici olmam münasebetiyle hem de Türkiye Diyabet Vakfı üyesi olmam sebebi ile genç yaşta diyabetli olan insanların iş hayatına kabul edilmede yaşadığı sıkıntılara çokça şahit oldum.

Diyabetli olmak hayatınızı pozitif etkiledi mi, evetse biraz açar mısınız?

Tabi ki pozitif etkileri oldu. Özellikle beslenme alışkanlıklarında, yaşam standartlarına dikkat etmemde ve sağlığımı genel anlamda kontrol etmek konusunda pozitif değerler kattı.

Bir diyabetli olarak, şu andaki yaşam kalitenizi 0 (kötü), 10 (mükemmel) arasında kaçla değerlendirirsiniz?

Ben şu andaki yaşam kalitemi 8 olarak değerlendirebilirim.

Çok uzun yıllardır diyabetlisiniz, tedavi ve takipteki gelişmeler sizin yaşam kalitenizi nasıl etkiledi? Bu süreçte dönüm noktası dediğiniz olay oldu mu?

Tabi ki de geçmişten bugüne diyabet tedavisindeki gelişmeler hem sosyal hayatta hem iş hayatında hem de hastalık yaşam kalitesinde büyük rahatlık yarattı.

Ben daha önce de bahsettiğim gibi bu gelişmeler içerisinde ilk sıraya insülin kalemini koyarım.

Beslenme önerilerinde nasıl değişiklik oldu, şu anda diyette yaşam kalitenizi etkileyecek bir kısıtlama olduğunu düşünüyor musunuz?

Diyabetli olarak beslenme konusu belki de bizim diyabetli olmayan insanlara göre avantajımız olduğunu düşünüyorum. Öncelikle daha sağlıklı besleniyoruz.

Bu arada kontrollü olmak ve abartmamak kaydı ile her türlü besini tüketebiliyoruz.

Yeni tanı alan diyabetli çocuk ve gençlere yönelik bir mesajınız var mı?

Benim kendime has ve diyabetle iyi yaşamamı sağlayan bir mottom var, ben diyabeti ‘’Katolik Nikahı’’ olarak görürüm. Katolik nikahında boşanma yoktur, aynı biz diyabetliler gibi, henüz diyabetin tedavisi olmadığı için diyabetle yaşamamız gerekir. Diyabetle ne kadar uyum içinde yaşarsak o kadar rahat bir hayat süreriz.

Ya diyabeti olamayanların, diyabet hakkında neyi bilmesi gerekir diye düşünüyorsunuz?

Halkımızın ve diyabetlilerin şunu iyi bilmesi gerekir. Diyabetli bireyin tedavi ve kontrollerini aksatmadığı sürece herhangi bir bireyden farkı yoktur.

Son olarak, Diyabetle Yaşam Derneği’ne aktif olarak uzun yıllardır emek veriyorsunuz, şu anda da Dernek’te Başkan Yardımcılığı görevindesiniz. Derneğin kısa dönemde odaklanması gereken en önemli önceliği ya da öncelikleri neler olmalı?

Ülkemizde hastalarımızın daha konforlu bir hastalık süreci yaşayabilmeleri adına diyabet teknolojilerinin hastaların daha rahat erişim sağlaması yönünde faaliyet göstererek hem SGK hem de firmalar ile etkileşim halinde olması gereklidir.

Facebook
Twitter
LinkedIn
Pinterest